top of page
  • LinkedIn - Black Circle
  • Facebook - Black Circle
  • Twitter - Black Circle
  • Instagram - Black Circle
  • Google+ - Black Circle
  • YouTube - Black Circle
Featured Posts

Sosyal İzolasyon Nedir?



“Her nerede değilsem orada mutlu olacakmışım gibi gelir.” Charles Baudelaire


Bir çoğumuzun yaşadığı, ama “sadece ben böyleyim herhalde” diyerek kendimize sakladığımız, sonrasında daha da yalnızlaştırıp paylaşmaktan çekindiğimiz bir konu: Sosyal İzolasyon. Onun getirdiği yalnızlık ve sonrasında bunun bizim iş ve özel yaşamımıza etkileri…


Yaratıcı insanların kendiyle kalması ve yalnızlaşması hep oldukça doğal dediler bize. Öyle bildik, öyle öğrendik. Hepsinin ayrı ritüelleri vardı ve insanların arasında, kalabalıkta değil de daha izole olarak yaşadıkları söylendi bize. Kendi kimliklerini ve zihinlerini koruyabilmek için. Ben de ara sıra kendimi böyle rahatlatıyordum yalan yok.


Kendi kendine kalmak ve hedeflerini, amaçlarını, gelecekte neler yapmak istediğini ve hislerini düşünmek ve sorgulamak oldukça sağlıklı. Fakat olay bunun sıklığı ve yalnızken hissedilen duygular. Kaçıyor muyuz? yoksa seçiyor muyuz?


Eğer kaçıyorsak, bize zor gelen durumlarla yüzleşmemek için kendimizi kapatıyorsak sizi hafif bir alarma geçirmek isterim. Çünkü o zaman da kendimizi Platon’un mağaralarına kapatmış insanlar gibi hissedebiliriz, kendi gölgelerine mahkum, hiç ışık yokmuş gibi gelebilir.



Oysa ki var, ve bu ışık cep telefonunuzun mavi ekranından gelen ışık değil, hayır.

Teknoloji çağının etkisi de iyice pekiştirdi bu durumu. Ayrıksılaşıp yalnızlaştık. Canımızı sıkmıyor, hemen akıllı aletlerimizde avutuyorduk kendimizi. Oysa ki bir şeyleri değiştirebilmek için can sıkıntısı gerekli. Fark edebilmek için, sorgulamak için, değiştirmemiz için bir derdimiz olmalı. Herşey iyi gidiyorsa neden değiştirelim ki?


Öyle değil mi?


Değil.


Bazen birileri hayatımıza girmek istiyor, kapıyı aralıyoruz, bakıyoruz ama sonra korkup, kapıyı kapatıp kendimizi tekrar yine içeriye saklıyoruz.


Hani bir an var, çoğumuzun başına gelmiştir. Eve ısmarladığınız yemeği getiren kişiye kredi kartınızı verdikten sonraki o sessizce bekleme anı….O garip boşluk.. O tedirginlikte yaşıyoruz sanki hayatı.


Sosyal izolasyon çoğumuzun “bilinçli” aldığı bir kararken artık biraz daha ipin ucu kaçıyor sanki. Bu durum işlerimizi ve kariyerimizi de etkiliyor. Grup projelerine ya da iş etkinliklerine katılmak istemiyoruz. Artık kendimizi de saklayamıyoruz çünkü, göz önündeyken hata yapmak ve güçsüz görünmek istemiyoruz, insanlarla aramızdaki duvar hiç olmadığı kadar yüksek ve kalın.


Sosyal izolasyon çoğumuzun “bilinçli” aldığı bir kararken artık biraz da ipin ucu kaçıyor gibi. Bu durum işlerimizi ve kariyerimizi de etkiliyor. Grup projelerine ya da iş etkinliklerine katılmak istemiyoruz. Artık istemeyişimizi ve kendimizi saklayamıyoruz çünkü. Göz önündeyken hata yapmak ve güçsüz görünmek istemiyoruz, insanlarla aramızdaki duvar hiç olmadığı kadar yüksek ve kalın.


Tanıdığım en zeki ve farklı insanlarda bu şemaya çok rastlamaya başladım. Diğer toksik insanlardan veya kendilerinden kaçınmak için giderek yalnızlaştırıyorlar kendilerini. Onlar için yardım istemek sanıldığından çok daha zor, biliyorum.


Oysa ki sağlıklı yalnızlık iyidir, kişiyi yeniden şarj eder ve güç toplamasını sağlar fakat her şeyde olduğu gibi fazlası, biz henüz farkına varmadan bize zarar veriyor olabilir.


Çünkü evrimsel olarak geçmişte sürekli korunmak için gruplar halinde yaşıyorduk. Hala öyle (mi?) Günümüz insanları da sosyal medya ile sanal bir aidiyet geliştirmeye tutunuyoruz. İster Himalayalara gidin, isterseniz dünyanın bir ucuna (inanın bana bunu ben de denedim) bir süre sonra şunu farkediyorsunuz: Nereye gidersek gidelim, beynimiz de bizimle geliyor. İnsan kendi başına kalınca hayatını sorguluyor, fakat başka insanlarla kendini tanıyor ve kararlar veriyor.


"Niçin başka güneş başka toprak ararsın? Yurdundan kaçmakla kendinden kaçar mısın?" Horaitus

Yalnız olmak ve yalnız kalmak birbirinden farklı olabilir. (alone vs lonely aynı şeyler değildir) Bunu farketmek için aşağıda bazı sorular var, hadi o zaman başlayalım.


*Sebebini tam olarak bilmeseniz de, açıklayamasanız da, diğer insanlardan farklı olduğunuzu düşünüyor musun?


*Kendini tüm dünyadan ve diğer insanlardan ayrı hissediyor musun?


*İnsanlarla birlikte olduğunda bile kendini yalnız hissediyor musun?


Kendini Hiçbir Yere ya da Hiçbir Şeye Ait Hissedememek



*Bir gruba, ülkeye, şehire, takıma ait hissediyor musun?


*İki kişiyi aşan topluluklarda kendini rahatsız hissediyor, kendini bir grubun parçası, bir gruba ait olarak algılayamadığın için, kendini izole etme ihtiyacı mı duyuyorsunuz?


Aynı şu şarkıdaki gibi: (sanırım benim için internetteki en üzücü videolardan birisi tanıdığım en zeki ve en kırılgan insanlardan birisi paylaşmıştı benimle, RIP Chris & Chester...:(



İş Hayatında…



*Uyum sağlayamadığın için terfi edemiyor, girmek istediğin projelere dahil edilmiyor musun?


*Öğle yemeklerindeki muhabbet seni hiç açmasa da gitmek için zorluyor musun kendini?


*Şirket aktivitelerine gitmemek için sürekli bahaneler mi buluyorsun?


*Uyum sağlamak için diğer insanlar gibi mi davranmaya zorlanıyorsun?


*Diğerleri çok eğleniyor ama seni dışladıklarını mı düşünüyorsun?


Özel Hayatında…


*Eğer seni gerçekten tanısalar, (gerçek kimliğini, zayıflıklarını ve hislerini) seni yargılayıp reddedeceklerine mi inanıyorsun?


*İnsanlar eğer sıra dışı yanlarını görseler, seni sevmez ya da takdir etmezler mi?


*Gerçekten böyle düşünüyor musun? Onlara gerçek seni tanımalarına izin veriyor musun? Bu yönlerini kabul etmekte, kendini olduğun gibi göstermekte zorluk yaşıyor musun?


*Peki sen kendi olduğun halini seviyor musun?


*Yoksa o taktığımız maskeleri, gittiğimiz her yere, konuştuğumuz her insana göre değiştirmekten eskittik mi? Ve canımız hiç bir maskeyi takmak istemiyor mu artık? Kendi kendine mi kalmayı tercih ediyorsun? Korunmak mı istiyorsun?


Sosyal Hayatında…

*Bazen davet edildiğin etkinliklerde herkes dans edip eğlenirken, kendini eve dönmenin hayalini kurmaya başlarken buluyor musun?


*Ya da daha da kötüsü nasılsa eğlenemeyeceğini düşünüp hiç mi gitmiyorsun?


*Sosyal olarak gruplara katılmayı ya da toplumun parçası olmaktan kaçınıyor musun?


*Grup içinde gevşeyip, kendin olabiliyor musun?


*Toplantılarda, konferanslarda, eğitimlerde, aptal gibi görüneceğinden ya da saçmalamaktan korktuğun için zekanı göstermekten çekiniyor musun?


*Yanlış bir şey sormaktan ya da söylemekten korkuyor musun?

Peki Çözümü?


sosyal izolasyon - social isolation

“Başarılı insanlar da korkarlar, şüpheye düşerler ve endişelenirler. Başarılı olmalarını sağlayan şey, bu hislerin onları durdurmasına izin vermemeleridir.” – T. Harv Eker

Sosyal izolasyonun öyle hap bir çözümü yok maalesef, keşke olsa...


Bilinçli paylaşım, anlamak, anlaşılmak, dinlemek, duyulmak iyi geliyor. Sevdiklerimizle ve hatta ailemizle kaliteli zaman geçirmek. Bizi anlayacağını düşündüğümüz kişilerle tanışmak, komüniteler oluşturmak, amaç edinmek. İstemekten ve insiyatif almaktan korkmamayı öğrenmek. İnsani bağlar kurmak çok değerli.


Derdin varsa lütfen en yakın arkadaşına ya da bir uzmana anlat, iste, yardım istemek güçsüzlük değil. Hiç değil. Çoğu insan söylemese de destek alıyor, inan bana kendimden biliyorum:)


Aç, en sevdiğin kitabı altını çizdiğin yerleri tekrar oku, notlarını karıştır, bak neler yazmışsın seneler önce. Sen de diğerlerine değerli olduğunu hissettir. Çok takdir ettiğin birine mail yaz, teşekkür et sana katkılarından dolayı.


Geçmişimizde dışlanma hikayesi olabilir, kendimizi değersiz hissetmiş olabiliriz, içimizdeki çocuk incinmiş olabilir. Ama bizler artık yetişkiniz ve bu değersiz hissetmenin sonuçlarını çok daha ağır ödememek için hemen bu durumu farkedip çözümler geliştirmemiz şart.


Yoksa bu güzel hayatı tam anlamıyla yaşamadan, korkarak, çekinerek kendi güzelliklerimizi saklarız, başkalarından gerçek potansiyelimizi mahrum ederiz.

O zaman kağıt kalemi hemen alıp bir liste yapıyoruz. Kaçındığımız konular, çekindiğimiz durumlar, bizi yalnızlığa iten inançlarımız neler? Hangi özelliklerimizle zamanında dalga geçildi, eleştirildi ya da dışlanmamıza yol açtı?


Yetişkin benliğimizde bunları gerçek gücümüze ve yeteneğimize dönüştürebiliriz. Kendimizi diğerlerinden farklı kılan özellikler belki de bizim gizli gücümüz, nereden biliyoruz?


Size iyi bir haberim var, bütün becerilerimiz geliştirilebilir. Sosyal, iletişimsel, analitik ve yaratıcılık. Kaçındığınız tüm alanlarda aslında belki de gizli bir potansiyel gizli.


Ben yıllardır, çocukluğumdan beri mesela resim yapmaktan kaçınıyordum ve yeteneksiz olduğuma inanıyordum. Oysa son 1 ayda resim yapmanın diğer bütün hayatıma açtığı hava deliklerini görmenizi isterdim. (instagram hesabımda ara ara paylaşıyorum: @gizemsahan_c42c)


Sanat Terapi ve Artful Thinking dediğimiz olgular yaratıcılığı tetikleyip problem çözme becerilerimizi geliştiriyor. Kişinin koşulları ne kadar olumsuz olursa olsun, koşulları onu ne kadar kısıtlarsa kısıtlasın, yaptıkları ile özgür olabildiğini görmesi, bunu hissetmesi ve bunu yaşaması, yaşama karşı bir umudu içinde yeşertmesine neden olacaktır. Bu konularda eğitimlere ve bir araya gelmenin gücüne inanıyorum, bu yüzden etkinlikler düzenliyorum.


Çünkü görsel sanatlar, bireyin kendini tanımasına, kendini keşfetmesine ve rahatlamasına olanak sağlayan bir alandır. Bireyin kendine yönelik algısını geliştirerek rahatlamasını sağlar.



Umarım siz de gücünüzü, yeteneğinizi, potansiyelinizi ve o güzel sesinizi keşfedersiniz. İnanın tüm kalbimle bunu dilerim, yalnız değilsiniz...

PS. Bu yazıya hiç tahmin etmediğimiz birinin ihtiyacı olabilir lütfen hem kendimize hem de diğerlerine destek olalım, paylaşalım, çoğalalım, yalnız olmadıklarını hissettirelim. Ne dersiniz?


Şimdiden beğenip paylaştığınız için çok teşekkür ederim:)


Sevgilerimle,

Gizem

mail: gizemsahan@gizemsahan.com

Recent Posts
Follow Me
bottom of page