top of page
  • LinkedIn - Black Circle
  • Facebook - Black Circle
  • Twitter - Black Circle
  • Instagram - Black Circle
  • Google+ - Black Circle
  • YouTube - Black Circle
Featured Posts

Yurtdışına Gitmek İstiyorum ama Nasıl?



yurtdışında iş bulmak

Google'da "yurtdışında nasıl çalışılır" "İngiltere'de yaşamak" "yurtdışında nasıl iş bulunur" gibi sayfalardaki arayışın varsa, birazcık ara verir misin? Hadi şimdi yavaşça o klavyeyi yere bırak.

Herkes farklı şey söylüyor ve sen kime güveneceğini bilmiyor musun?

Kafan mı karışık?

Akıl bu, karışır.

Benden bu tarz yazılar pek beklemiyorsunuz ama son günlerde o kadar fazla karşılaştım ki. Özellikle Hack'n Break İnovasyon Kampında düzenlediğim İstifa Atölyesinde insanların yurtdışında yaşamak/çalışmak/okumak hakkında kafalarının karışık olduğunu gördüm ve bu konuda bir şeyler yazar mısın ricasını kıramadım.

İşimin bir parçası da kariyerlerine yurtdışında devam etmek isteyen kişilere destek olmak çünkü.

Ülkemizde pek çok donanımlı insan yurtdışında çalışmak istiyor ancak bunu nasıl yapabilecekleri konusunda desteğe ve yol haritasına ihtiyaçları var. Fakat bunlar bu kadar genellenebilir konular değil, hatta çok öznel bana kalırsa.

Danışanlarımın bir çoğu şu an yurtdışında çalışıyor. Bazıları zaten oradaydı, bazıları ülke değiştirdi, bazıları ise oldukça iyi firmalardan teklif alarak orada yaşamaya başladılar. Şu an itibariyle İngiltere, Almanya, İsviçre, Danimarka, Belçika, İspanya ve Amerika’da danışanlarım var. Geçtiğimiz senelerde, bu yönde ilerlemek istedikleri için değişik fırsatlar yarattık. Bu ülkelere yenileri de katılıyor, birlikte öğreniyoruz.

Ama nasıl?

Pek kolay değil. Gerçekten istedikleri için ya da süreci hızlandırmak istedikleri için bir uzmanla çalışmaya karar vererek başladılar. Bu arada kariyer koçluğu sadece CV ni update et, şöyle cover letter yaz, iş görüşmesinde şöyle davran demek değil. Bundan daha fazlası bana göre.

Çok daha derin bağ ve ilişki kurmak, karşındakinin istediği ya da istemediği şeyleri onlara net bir şekilde ifade edebilmek demek. Geleceği simüle ederek, yetenekleriyle, uzmanlığını ve tutkusunu bir araya getirebilmek demek. Kafa karışıklığını minimuma indirmek, rota çizebilmek demek. İnce ayar yapmak bir nevi. İki zeka bir araya gelince de hızlı ilerleniliyor sanırım.


Bir anda gaza gelip de ülke değiştirmeye karar vermeyin lütfen. Bu süreç hem maddi hem de manevi ciddi bir çalışma istiyor. Bugün de yurtdışında yaşamak isteyenlere naçizane ufak minik tüyolar vermek istedim.

Biraz uzun, didaktik ve fazla bilginin olduğu bir yazı oldu. Pek tarzım değil biliyorsun:) Belki birazcık da sıkılacaksın ama ben yazayım da, kaynak olarak dursun, belli mi olur belki bir gün işine yarar:)

Hadi, eğer kararlıysan, ya da değilsen biz yine de başlayalım:)

1. Şirketini Değiştirmeden Gitmek Mümkün Mü?


En kolayı mevcut iş yerinizin yurtdışı işbirliklerine veya ofislerine başvurmak.

Gereken koşulları öğrenerek, açık pozisyonlar hakkında bilgi almak ve bunun için çalışmak. Bu süreçte şirket insan kaynaklarınızla veya gitmek istediğiniz ülkedeki çalışanlar ile bağlantıya geçebilirsiniz. Mail ve iletişim bilgileri zaten sistemde mevcuttur, değilse de LinkedIn'den ekleyerek mesaj atabilirsiniz.

Öyle bir imkanın yok mu? Peki, o zaman biraz daha detaylı araştırma ve çaba gerekiyor.

2. Hangi Ülkede Yaşamak İstiyorsun?

Hatta hangi şehirde yaşamak istiyorsun?

"Evet sanki bu karar da bana kalmıştı Gizem, neresi olursa giderim ki ben" deme lütfen. Gözlemlerime dayanarak şunu söyleyebilirim ki; yapılan en büyük hata onun bunun sözlerini baz alıp, kendi yaşam tarzını ve isteklerini hiçe sayarak bir yere taşınmaya karar vermek.

Bir dakika, sen soğuk havalara katlanabilir misin? Doğayı seviyor musun? Akşam iş çıkışı arkadaşlarla bir kaç birşeyler içmeden olmaz mı diyorsun? Seminerler, kongreler, iş imkanları fazla mı olsun? Nerede evinde gibi hissedebilirsin? Hayat pahalı mı? Kalabalık mı olsun, yoksa izole mi? Yalnız kalabilir misin?

Karakterinize uygun bir yere gidin, hayattan yapmaktan hoşlandığınız şeyleri yapmaya devam edebileceğiniz yerlere gidin. Kendinizi düşünün, karakterinizi düşünün, hayatta ne yapmak istediğinizi düşünün, ona uygun bir yer düşünün.

Lütfen ama lütfen sadece bir yeri terk etme güdüsüyle davranmayın. Kendiniz için, sevdiğiniz bir şeyleri yapabilmek için gidin. Gidecekseniz güzel bir hayat kurabilmek için gidin. Acıdan kaçmak iyi bir motivasyon kaynağı, fakat isteklerin ve neyi sevdiğin de bir o kadar önemli.

Buna ekran karşısında karar vermen çok zor. Oranın havasını solumadan buna karar vermek, çoğu zaman gidenler için hayal kırıklığına sebep olabiliyor. Beklentilerimiz hep çok yüksek çünkü. Gidemiyorsak bile oradaki lokal insanlarla konuşmak, soru sormak önemli. Kendimizi ve ihtiyaçlarımızı tanımak da.

Yaşamak istediğin 5 yeri yaz hadi, ve neden oralarda yaşamak istediğini. Bakalım ortak noktaları ne? Bunları barındıran başka yerler de olabilir mi? Biraz daha araştır lütfen.

3. O Dili Öğren, Hatta Bir Tane Daha Öğren.

Bak cidden bunun hiç bir bahanesi yok. Hangi ülkeye gitmek istiyorsan, o ülkenin anadilini konuşabilmek çok büyük avantaj. Eğer konuşamıyorsan da İngilizcene ek olarak o dili kendi çabalarınla öğrenmeye başla lütfen. Harika uygulamalar var bunun için. (busuu, pratify, hellotalk, etkilipratikingilizce.com gibi)

Araştır lütfen, kendi kendine öğrenemiyorsan da hem bulunduğun yerdeki, hem de yurtdışındaki dil okullarına bakabilirsin taşınma kararı almadan önce. Karar veremeyenlerin en çok tercih ettiği yöntemlerden birisi de bu.

4. Keşke Hep Öğrenci Kalsam Diyenler İçin Kurs, Yüksek Lisans, Doktora?


Bu konuda çok deneyimim olmasa da, bir enstitü aracılığıyla yurtdışına çıkmak seni rahatlatabilir. En azından ne iş yapmak istediğine karar vermen için zaman kazandırır.

Kazandırır da hangi okula gideceğine, hangi bölümü seçeceğine karar veremiyor musun? Hemen seni şu harika web sitesine yönlendireyim:) Hem kendim araştırıyorum, hem de danışanlarıma özellikle öneriyorum.

Tabii ki ideali burada karar verip öyle gitmek ama, what can I do sometimes diyorsan önce çizgileri çizelim biz, sonra dışına taşırarak boyarız.

Yeteneklerini geliştireceğin kısa dönemli sertifika programları ya da kursları da araştırabilirsin. Aşçılık, Yazılım, Gamification, İnovasyon, Girişimcilik, Sihirbazlık artık ne istiyorsan araştır lütfen. Mesela: www.skilledup.com/courses

Yüksek lisans veya doktora için ise inan bana sürece çok hakim değilim ama o okulda okuyan harika insanlar belki sana yardımcı olabilir, sormaya ne dersin?

Bir de eğer ciddiysen bu kararında, IELTS sınavına girebilirsin en kısa zamanda. İş ve üniversite başvuruları için çok önemli, tabii bu sınavın fiyatı biraz pahalı olduğu için iyi hazırlanıp girmek önemli. Çünkü son iki yılda en düşük notunun 6 veya 6.5 olması bekleniyor çoğu ülkede. (Özellikle de İngiltere'de ve Avustralya'da)

5. Portföyün, Özgeçmişin, Referansların Hazır ve Güncel mi?

Ve tabii ki İngilizce mi?

Global bir dilde hazırlaman seni daha görünür ve ulaşılabilir yapacaktır. Özellikle LinkedIN profilinin İngilizce olması önemli ama yeterli değil.

Ya cidden bunları yazarken sıkılıyorum, belki okurken sen de sıkılıyorsun ama tekrar etmek gerek bazen. Zaten işin en sıkıcı tarafları bunları güncellemek. Erteleyip duruyoruz hep öyle değil mi, ama aynı zamanda o kadar önemli ki. Haydi az kaldı biraz daha zorlayacağım sizi izninizle.

Evet nerede kalmıştık:)

İnsan kendini anlatırken ve betimlerken nedense çok sıkılıyor, hemen olsun bitsin istiyor ama eh işte bu işler pek de öyle yürümüyor dostum. Hadi yapabilirsin, bunu sıkıcılıktan uzaklaştıracak değişik araçlar da var. (europass gibi, personal mapping gibi..)

Güvendiğin birine fikirlerini sorabilirsin, destek alabilirsin. Başka bir bakış açısından fikir almak iyidir. Senin göremediğin hataları düzeltebilir. Aman diyeyim CVnde ya da başvurunda yazım hatası olmasın, lütfen. Dikkat.

Görünür ve hazır olabilmen için şimdiye kadarki tüm başarıların mümkünse yazılı olarak hazır olsun. Anahtar kelimelerini belirle ki seni ulaşılabilir kılsın.

6. Peki Nasıl Başvuru Yapacağız?

Test ve ezber mantığıyla olmaz ki ama bu işler. Alışmışız hep, "apply" tuşuna basmak sanıyoruz iş başvurusunu, oysa ki çoook çok önceden başlaması gerek bu sürecin. o tuşa basmak sadece kısa dönemli bir araç. Seni iş görüşmesine çağırmaları için. Asıl matematik ondan önce, ama herşeyini hatasız, güncel, enerjik ve ilgi çekici olarak hazırladıktan sonra başvuru aşaması geliyor.

Sizlerle bazı iş başvuru sitelerini paylaşmak isterim, daha fazlasını da siz paylaşabilir ya da bana değerli yorumlarınızla önerebilirsiniz. Paylaşmak değer vermektir:)

www.glasdoor.com // www.monster.com // www.academicwork.com // www.manpower.com // www.jobvite.com // berlinstartupjobs.com jobspotting.com/en/ // jobbatical.com/explore // www.europelanguagejobs.com // www.indeed.co.uk // ec.europa.eu/eures/public/en/homepage // jobs.gaijinpot.com // www.toplanguagejobs.co.uk // www.make-it-in-germany.com/en // http://www.ewirecruitment.com // angel.co/jobs // monsterboard.nl

Bu arada, hatırlatmakta fayda var, kimse ama kimse bu sitelere girip sizin yerinize başvuru yapmayacak. Bütün bunları sizin yapmanız gerekiyor.

Metodik, planlı ve sonuç odaklı bir şekilde sıkılmadan yapamıyorsanız, bir uzmandan destek alabilirsiniz. Bunda çekinecek bir şey yok, ben her gün karşılaşıyorum:)

Gideyim de ne iş olsa yaparım deme, araştır lütfen. Çünkü bizler üniversite okurken garsonluk yapmanın tuhaf kaçtığını düşünerek yetiştik ama yurt dışındaki yaşıtlarımız o yaşlarda ne iş bulursa yapıyor ve gocunmuyorlardı.

(bkz: #firstsevenjobs, şimdi CEO olan kişiler barista ya da garson olarak başlıyorlar erken yaşlarda biz ise Sabancı ya da Koç'a girsem daha ne isterim diyoruz. Ben de demiştim, oradan biliyorum:)


Çok açık ve net söylemek istiyorum ki, buradaki işinizi sevmeyip, kendinizi geliştirmeyip, tüm umut ve hayallerinizi yurtdışına endeksli yaşıyorsanız bundan sonuç almak çok zor.

Aman canım ben orada garsonluk da yaparım diyorsan eğer, hayatında hiç garsonluk yaptın mı? diye sormak isterim.

Yani bizlerde maalesef bir de mesleklere üsten bakmacılık var. Eş dost ne der, ailem benden utanır mı, ayıp mı derken tuhaf bir iş anlayışımız oluşuyor. O yüzden hassas bir konu diyorum ya oraya gidip mutlu olamazsan kimseyi suçlama lütfen.

Çoğu zaman bu seçenek korkutuyor zaten bizi, "ya beklediğimi bulamazsam?" Bulamayabilirsin ama bu zaten yolculuğun kendisi, bulamazsan, o zaman da başka bir şeyler araştırmaya başlaman gerekecek. Öylece durup da akıntıda sürüklenmek yok artık, devir değişiyor. Hem de çok hızlı.

Aslında neyde iyiysen o konuda iş bulma ihtimalin artacak. O yüzden hemen şimdiden uzmanlığını arttıracak çözümlere odaklanmak isteyebilirsin.

LinkedIn jobs, ülkeye özel headhuntlar, HR danışmanları var. Onları bulup, kendinizi çok ama çok iyi ve net anlatan mailler atabilirsiniz. (stalker gibi sürekli rahatsız etmeden tabii ki. Özellikle gecenin bir yarısı mail atmak yerine o ülkenin saat dilimini göz önünde bulundurarak iletişime geçmek önemli.)

Pek kolay olmayacak demiştim ama pes etmek yok, hadi devam ediyoruz.

7. Sponsor Bulabilmek

Çoğu uluslararası şirketin kendi web sitelerinde başvuru sayfaları var. Ama o da ne? "Çalışma ve oturma iznin yoksa" otomatikman seni eliyor mu? Evet öyle de bir şey var.

Sponsorluk o kadar kolay bulunamıyor maalesef ama uzmanlığınıza ve yetkinliğinize güveniyorsanız, bu yolu seçebilirsiniz.

Peki sponsor şirket ne demek? Bir şirketin seninle çalışmak istediğini, bulunduğu ülkeye belirtmesi. Şirket iş ilanı açarak bunu 28 gün yayınlar ve gerekli insanlarla iş görüşmesi yapar. 28 günün sonunda eğer kendi ülke vatandaşı veya Avrupa Birliği vatandaşı birini bulamazsa Türk vatandaşı olarak seni işe alıyor. Fakat iş açığı olan sektörler bu 28 günlük süreçten muaf.

Sonra sen bu sertifikayı iş vize başvuru belgesi olarak kullanıyorsun. Ve tekrar hatırlatmakta fayda var, özellikle son dönemde yaşananlardan sonra çalışma izni almak konusu biraz zorlaştı. Bu sebeple keşke bir şirket size sponsor olabilse. İnanın ben de çok isterim bunu:)

8. Peki Beni Neden İşe Alsınlar?

Dili bilmeli ve işinizde, uzmanlığınızda iyi olmalısınız. Özellikle skype mülakatları için de ön hazırlık ve çalışma gerektiriyor. Yabancılara karşı olan önyargıyı aşabilecek vasıflarımız olmalı. Samimiyet, adaptasyon, çalışkanlık ve uzmanlık.

Gitmek istediğiniz ülkenin kendi web sitesinden detaylı bilgileri edinebilirsiniz, fakat basitçe ben şöyle paylaşabilirim.

Avustralya için ekşisözlük yazarının güzel bir entrysi burada. Aranan meslek listesi de hemen burada. Yeni mezunlar için geçici vize koşulları burada.

İsveç için aranan meslekler burada.

Kanada için aranan meslekler burada. Aranan kriterler ise burada.

Avusturya için kriterler burada.

Finlandiya için kriterler burada.

Norveç için kriterler burada.

İspanya için kriterler burada.

Freelence çalışmak için nispeten daha ucuz ve uygun yerler arıyorsanız da Tayland, Uruguay, Yeni Zelanda, Kamboçya ve Bali'yi de inceleyebilirsiniz.

9. Para, Para, Para...

Gelelim en can alıcı konuya. Para konusuna değinmemek oldukça naif olurdu. Çünkü yeni bir hayata başlamak için birikim şart.

Fakat yine belirtmek gerekir ki bu subjektif bir konu. Yani senin buradaki hayat şartların ve gideceğin ülkenin şartlarıyla alakalı. Ne istediğinle alakalı. Çoğumuz için konfor alanından çıkmadan önce bizi vazgeçiren en önemli etmenlerden.

Ama yaşam şartlarını araştırmadan cebinizde para olmadan giderseniz, yağmurdan kaçarken doluya tutulabilirsiniz aman ha! Bu sebeple planlarımızı çok daha rasyonel ve stratejik yapmak gerekecek. Ülkelere göre ortalama maaşlar ne kadar bilmek istiyorsan seni hemen buraya alalım.

Ben para kazanmasam da olur, hem gezeyim hem de gönüllü çalışayım diyorsan da bu makalede gayet güzel özetlenmiş.

10. Yabancı Bir Partner Bulmak Ya da Bulmamak

Bak işte bu konuda ben yardımcı olamam tamamen senin seçimine kalmış ama bu makale belki yardımcı olabilir:)

11. Sevdiklerini Geride Bırakma Hüznü, Bir Nevi Gurbet:(

İşte en ölçülemeyen değerlerden birisi daha.

Bu arada yurtdışında yaşayanlara sorduğunuzda ülkemiz cennet, harika ve muhteşem. "Peki, o zaman neden dönmüyorsunuz?" deyince genelde mavi ekran veriyor karşımızdakiler, değil mi?

Bu sene başında 4 ülkeyi araştırma için ziyaret etmiştim hatırlarsınız. Uzun zaman olmuştu yurtdışına çıkmayalı ve ırkçılığın arttığını gözlemledim maalesef. Üzüldüm tabii ki. Fakat açık fikirli, samimi, dost canlısı insanlarla da tanıştım. Bu tamamen size ve onlara bağlı. Genellemek çok zor. O yüzden kendimizi net ve iyi ifade etmemiz ve arkadaşlıklar kurmaya çalışmamız önemli.


Çünkü adı üstünde yurt(DIŞI). Evinden, sevdiklerinden, alışkanlıklarından ve konfor alanından uzaklaşmak sandığımız kadar kolay olmayabiliyor. Ama insan adapte olan bir varlıktır. Önemli olan nereye alışabileceğiniz. Unutmayın, alışmak sevmekten daha zor geliyor:)

Darwin'in dediği gibi;

“Ne en güçlü olan tür hayatta kalır, ne de en zeki olan… Değişime en çok adapte olabilendir, hayatta kalan.”


Evet, biraz uzun oldu buraya kadar okuduysan çok teşekkür ederim, umarım bir nebze de olsa faydam olmuştur. Unutmamak gerekir, bu başlıklar kadar, insan da değişkendir. Bizler durumsalız. Herşeyde olduğu gibi, bu kararın da iyi ve kötü tarafları var. Ve bazen kararlarımızı artıları ve eksilerini alt alta yazarak listelerle karşılaştıramıyoruz.

İyice planlamadan, gerçek dışı beklentilerle, doğru soruları kendinize sormadan bu kararı vermeyin lütfen. Bir ülkede doğmanız, başka yerleri görmeyecekseniz, sadece orada yaşayacaksınız demek değil artık. Gerçekten isterseniz, istediğinizin bu olduğundan emin olursanız, adım adım planlarsanız ve bunun için gerçekten çaba gösterirseniz, yapabilirsiniz. Ve bu karar belki de hayatınızda verdiğiniz en iyi karar olabilir!

"Home is now behind you, the world is ahead" - The Hobbit

PS1: Biraz realist yazmaya çalıştım optimizmi kaybetmeden, umarım faydalı olabilmişimdir. Paylaşarak kafası karışık bir kişiye faydalı olmak istersin belki, paylaşabilirseniz çok sevinirim. Birlikte bir anlam ve etki yaratabiliriz, kim bilir:)

PS2: Geçtiğimiz hafta katıldığım İnovasyon Kampı Hack'n Break ve ilk defa bu etkinlik için tasarladığım ve daha önce hiç denenmemiş İstifa Atölyesi hakkında detaylı bilgileri de haftaya paylaşacağım. Hatta Eylül ayı sonunda İstanbul'da da düzenleyeceğim. Ön kayıt yaptırmak için gizemsahan@gizemsahan.com a mail atabilirsin. Yok yok bildiğin istifa değil, bilmediklerimizi konuşacağız:)

Dünyanın elbet bir yerinde tam olarak istediğiniz gibi yaşayabileceğiniz, uyum sağlayabileceğiniz, kendiniz olabileceğiniz bir yer var. Umarım her ne arıyorsanız onu çok vakit geçmeden bulursunuz. Bu yolculukta da desteğe ihtiyacınız olursa, ben elimden geldiğince destek olmak isterim, buradayım:)

Görüşebilmek dileğiyle,

Sevgiler,

Gizem


Recent Posts
Follow Me
bottom of page